Genetik olarak en basit atalık buğday çeşitlerinden olan siyez, tarihler boyunca 14 kromozomlu yapısını korumayı başarmıştır. Günümüzde en çok, kolesterol içermemesi ve karbonhidrat değerinin düşük olması özellikleriyle ön planda olan bu buğday, aslında bundan daha fazlasıdır. Anadolu’nun kadim topraklarından miras kalan siyez (Einkorn) buğdayı, endüstriyel hasat tekniklerinin dışında kalan geleneksel yöntemlerle toplanıp öğütülmesi bakımından da önemli bir yere sahiptir. Peki, Siyez Buğdayı Nedir? Gelin bu özel tahılı daha geniş bir pencereden inceleyelim.
Modern buğdaylar tarihler boyunca birçok üretim ve öğütme aşamalarından geçti. Kimi zaman üretim koşullarını iyileştirmek ve kimi zaman da verimi artırmak amacıyla insanlar tarafından farklı hibrit çeşitlere ayrıldı. Bu süreç boyunca melezleşen buğday çeşitlerinin, insan sağlığına fayda sağlamak yerine farklı isimdeki hastalıkların doğumuna zemin hazırladıkları söylenebilir. Özellikle 1980’li yıllardan günümüze doğru artışa geçen tam buğdaylı ürünlerin tüketimi, obezite, diyabet, çölyak gibi hastalıklarda gözle görülür artışlara sebep oldu. Verimi modern buğdaylardan daha düşük ve öğütülmesi oldukça meşakkatli olan Siyez Buğdayı ise ticari kaygılardan dolayı gereken önemi göremediği için bu süreçlerde geri planda kaldı.
Ancak, daha esmer rengi ve daha sert yapısıyla diğer buğdaylardan kolayca ayırt edilebilen siyez buğdayı, zorlu iklim koşullarına meydan okuyan yapısı sayesinde genetiğini tamamen korumuş en sağlıklı tahıllardan biriydi. Yoğun lif, karotenoid ve protein içeriği ile tip 2 diyabeti önlerken, kilo vermeye yardımcı oluyordu. Neyse ki, özellikle Kastamonu bölgesinde onu nesillerdir ayakta tutan değerli eller sayesinde tekrar popüler hale geldi. Sağlıklı bir yaşam düzeni benimsemek isteyenlerin beslenme öğünlerine mutlaka dahil etmesi gerektiği bu özel buğdaya artık kolayca ulaşma şansına sahibiz.